isabet etmek
| |||||
isabet etmek nişan alınan yere değmek, rastlamak: "Kurşun hedefe isabet etti."- . çıkmak: "Piyangodan yüz bin lira isabet etti."- . yerinde iş görmüş olmak: "O hâlde yalnız çıkmış olduğuma çok isabet etmiştim."- H. E. Adıvar. belli bir yerde bulunmak, yer almak: "Adliyenin arka taraflarına isabet eden, şehrin gürültüsünü duymayan, sağır, mahfuz bir odasında idik."- H. S. Tanrıöver. İlgili Kelimelergelmek | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |